YELİZ –
“BEKLE YAĞMUR GELİYOR”
Türkçe popun gelmiş geçmiş en dramatik, en etkileyici kadın
seslerinden biridir Yeliz. Kendine has ses renginin yanı sıra nüanslı şarkı
söyleme biçimiyle de az bulunur bir şarkıcıdır. Ne var ki çocuk kalplidir.
Hiçbir zaman kariyer hesabı ve planı yapmamış, bu uğurda kimsenin gölgesine
girmemiş, hep duygularıyla hareket etmiştir. O, şarkı söylemeyi sever. Hem de
çok sever. Gerisi de çok umurunda değildir.
Yeliz’i yakından tanıdığım için bunları yazabiliyorum
tereddüt etmeden. Bugün hak ettiği yerde olmadığını yüzüne de söylemişimdir çok
kez. Ama hiçbir şeyi şarkı söylemenin üzerinde tutmamasına da hak vermişimdir
bir yandan. Kaldı ki ‘70’lerden bu yana aralıklarla da olsa sektörün görünen
yüzünde boy gösterdiği her vakit, kendi janrında iyi işlere imza atarak
varlığını ispat etmiştir.
‘70’ler popunda “Bu Ne Dünya”lar, “Yalan”lar, “Gönlüm
Seninle”ler, ‘80’ler arabeskinde “Kim Bilir?”ler, “Seni Sevmek İbadet”ler,
alaturkaysa “Sensiz Denizin Tadı mı Olur?” gibi bir köşe başı, ‘90’lar popuysa
“Sel Suyu”, 2000’lerde “Ağla Kalbim” ve 2010’larda “Neredeydin?”, “Gidiyorum”…
Her biri sağlam birer Yeliz klasiğidir.
Yeliz 2018 yılını yepyeni bir şarkıyla karşıladı. Bestesi
Tamer Gürsoy’a ait “Bekle Yağmur Geliyor”un sözleri Aysel Gürel imzası taşıyor.
(Evet, Aysel Gürel’in miras şarkı sözlerinden biri daha gün ışığına çıkıyor
Gürsoy’un bu bestesiyle.) Yazz Müzik etiketiyle yayımlanan şarkının düzenlemesi
ise Volga Tamöz’e ait.
Tam Yeliz’lik bir şarkı. Nefis sözler, etkili bir melodi ve
Volga Tamöz ustalığında bir düzenleme… Yeliz cümlesine, kelimesine göre kimi
kez kırgın, acılı, kimi kez asi ve hırçın bir biçimde şarkının hikâyesini
dillendirirken duygusunu da iliklerine kadar hissettiriyor dinleyene. Öte
yandan 26 yıl kadar sonra “Sel Suyu”na bir kardeş gelmiş gibi. Bir Yeliz
klasiği de 2018 yılından yazılacak diskografisine, o şimdiden belli.
ZERRİN ÖZER
– “BENİ TANIMA”
Bugün Türkçe pop müziğin en büyük sıkıntılarından biri
farklı ses renklerinin çıkmıyor olması. Biraz geriye dönüp baktığımızda Nilüfer
başka bir renkti, Nükhet Duru başka bir renk, Yeliz ayrı, Zerrin apayrı. Her
birini ayrı ayrı dinlemekten zevk alırdık, seslerini nerede duysak tanırdık.
Şimdilerde bu niteliğe sahip şarkıcı çok az.
Zerrin Özer daha 15-16 yaşlarındayken ses rengi kadar, Allah
vergisi gırtlak yapısının ona sağladığı avantajı sezgisel bir bilinçle
kullandığı şarkıcılığı ile de benzersiz olduğunu göstermiş ve öyle de devam
etmişti. O da tıpkı Yeliz gibi zaman zaman duygularına yenik düşse ve
kariyerini iyi yönetememiş olsa da o gün bugün bir Zerrin daha gelmedi.
Zerrin’in yeni teklisi “Beni Tanıma”, geçtiğimiz günlerde
Sony Müzik etiketiyle yayımlandı. Söz ve müziği Şehrazat’a ait şarkının
düzenlemesi Selim Çaldıran tarafından yapılmış.
“Beni Tanıma” (ya da “Tanıma Beni”) ilk kez 1993’de Ferda
Anıl Yarkın’ı bize tanıştıran ilk albümünde onun yorumuyla karşımıza çıkmıştı. Hemen
ertesi sene 1994 yılında Gönül Akkor yıllar sonra yaptığı “Dönüş” adlı albümde
seslendirdi bu şarkıyı. Sonrasında 2002’de Rüya Seven, 2003’de Yılmaz Morgül,
2004’de Nükhet Duru’dan dinledik. 2016’da ise Naşide Göktürk ölümünden önce
yayımlanan son albümünde bu şarkıyı da seslendirmişti.
Görüldüğü üzere Türk pop müziğine sayısız klasik armağan
etmiş Şehrazat’ın epeyce rağbet görmüş klasiklerinden biri bu şarkı. Rağbet
görmesi boşuna değil. Sağlam bir şarkıcıya dilediğince yorum yapma şansı veren
yani teknik açıdan çok elverişli bu şarkı, dokunaklı sözleri ve etkili
melodisiyle de her defasında dinleyiciyi yakalamayı başarmış. Nitekim yine
başarıyor. “Beni Tanıma”, bu defa Zerrin Özer’in sesinde başka bir etki
yaratıyor.
Nicedir özlediğimiz Zerrin bu. Son yıllarda seslendirdiği ve
pek ses getirmemiş onca şarkıdan sonra bu şarkıya nasıl sahip çıktığını ve
nasıl asıldığını çok net fark ediyorsunuz dinlerken. Gerçek Zerrin’i ortaya
çıkarmış nihayet. Teknik olarak pürüzsüz değil belki ama duygu olarak tam
deminde bir yorum bu. Selim Çaldıran’ın düzenlemesi de şarkıya önceki tüm
versiyonlarından farklı bir zenginlik, derinlik kazandırmış, bunu da söylemek
lazım.
Umarım ve dilerim ki Zerrin artık böyle birinci lig şarkılar
ve ileride birinci ligde anılacak yeni şarkılarla devam eder yoluna.
MELODİ – “SADAKATSİZ”
Geçtiğimiz haftalarda yeni bir ses daha giriş yaptı popun
“teenage” kulvarına. Daha önce de yazdım; bu kulvardan ne çare ki özgün iş
çıkmıyor kolay kolay. Sanırım dijital çağın götürülerinden biri de bu.
Etkileşim o kadar fazla ki “kendi gibi” olabilmek, kendi farkını, bırakın
göstermeyi, keşfetmek bile çok zor artık.
Melodi de bu genellemenin içinde anılabilir ilk bakışta.
Dünyada “teenage” kesimin peşinden koştuğu nice şarkıcının izleri var hem
şarkıcılığında, hem görünüşünde, hem de dans edişinde. Bununla birlikte iyi bir
sesle ve yetenekli bir şarkıcıyla karşı karşıya olduğumuz dakika bir gol bir
anlıyorsunuz şarkısını dinleyeme başladığınız zaman.
Melodi’yi Instagram’da paylaştığı “rap” videolarından
keşfeden ve Antalya’dan İstanbul’a çağırıp onu sektöre kazandıran Ender Çabuker
olmuş. Popüler müziğin yeniliklere çok açık, ufku geniş, vizyonu bu ülke
sınırları içinde kalmayan müzisyenlerinden biri Ender Çabuker. Haliyle Ender’in
Melodi gibi bir yeteneği keşfedip ona bu fırsatı sunması da tam tabiriyle
“nokta atışı” olmuş.
Melodi’yi bize tanıştıran şarkı “Sadakatsiz” adını taşıyor.
Söz ve müziği Batuhan Bayazıt’a ait şarkının düzenlemesinde de Ender Çabuker’in
imzası var. Çabuker, şarkının videosunun yönetmenliğini de üstlenmiş ayrıca.
Hedef kitleyi yakalayabilecek her şey var şarkıda. Hepsi
dozunda kullanılmış. Videonun altındaki yorumlara bakınca da yapılan iş amacına
ulaşmış görünüyor. Doğru bir strateji ile Melodi, önümüzdeki süreçte adından
çok söz ettirecek, o belli.
Giderek çer çöpe dönüşen müzik piyasası gençlerden medet
umuyor ummasına ama bu beklenti profesyonel prodüksiyon imkanlarını içeren bir
fırsata dönüştürülmedikçe ortaya çıkan işler amatör YouTube videolarından çok
da farklı olmuyor. Melodi için yapılan bu prodüksiyon, bu işin nasıl yapılması
gerektiğine dair yol gösterici bir örnek olabilir
FATMA
TURGUT – “AŞK TADINDA”
Fatma Turgut’un önünde iki yol var: Ya ömür boyu Model’in
solisti olarak hatırlanacak ya da Model solistliği onun sadece ilk yıllarına
ait bir bilgi olarak kariyerine yazılacak. Model ve Fatma Turgut ayrılalı epey
oldu gerçi ama bu yol ayrımı yavaş yavaş, şimdilerde belirginleşiyor. Zira bir
önceki solo teklisinde söz ve müziği Demir Demirkan’ın yanı sıra Model’in beyni
Can Temiz’in de imzasını taşıyan bir şarkı seslendirmişti yine. Geçtiğimiz
günlerde piyasaya çıkan yeni şarkısı “Aşk Tadında”yı ise bu defa Demir
Demirkan’la birlikte Fatma Turgut yazmış.
Şarkıyı ilk dinlediğimde ne kadar da hesaplı kitaplı, her
cümlesi, her notası ticari kafayla yerine yerleştirilmiş diye düşünmüştüm. Çok
safmışım zira bu zaten bir reklam şarkısı imiş, sonradan öğrendim. Haliyle de
bu şarkıyı bir ürün yerleştirme malzemesi olarak düşünüp çok da ciddiye almamak
lazım.
Yanlış anlaşılmasın, ürün yerleştirirken ürünün üzerine
çıkmış, tek başına şarkı olarak kendini kabul ettirmiş şarkılar da var, Kenan
Doğulu’nun “Aşk İle Yap”ı gibi. Ama oradan bakacak olursak “Aşk Tadında”nın ne
kendi janrındaki şarkılar arasında ne de Fatma Turgut kariyerinde bir kıymeti
olacağını düşünmüyorum. Zira Turgut’u başta bahsettiğim iki yoldan birincisine doğru
götürmekle kalmıyor, orta halli bir Model şarkısının ortanın altında kalmış bir
kopyası olmaktan öteye geçemiyor.
“Büyük büyük” “rocker”larımızdan küçük küçük şarkılar
dinlemekten gına geldi, bunu da söylemezsem çatlarım.
YAVUZ HAKAN TOK, HAYAT MÜZİK, ŞUBAT 2018, İSTANBUL
0 yorum Yeni Yorum Yap