2015 yılının hikmeti nedir bilmiyorum ama ‘90’lı yıllarda
tanıyıp sevdiğimiz bilmem kaç tane isim şöyle bir silkelenip yeni albümler,
yeni şarkılar ya da projelerle tekrar karşımıza çıkmaya başladılar bir bir.
Bendeniz de bu kervana katılanlardan oldu ve uzunca bir aradan sonra yeni bir
şarkı hazırladı. “O İnsan” adlı bu şarkının dört farklı versiyonuyla yer aldığı
tekli ise Şubat 2016’da Poll Production etiketiyle satışa sunuldu.
Ne kadar özlemişiz, nasıl hasret kalmışız belli değil. O
naif şarkı sözleri, o kalbe dokunan melodiler ve o etkileyici ses… Bendeniz her
daim “cool” görüntüsüne rağmen bütün sıcaklığıyla o kadar yer etmiş ki
yıllardır bizde, onsuz eksik kalmışız nicedir meğer.
Daha şarkının ilk notalarında o tanıdık vurgularıyla “Gün
ağardı bak sokaklarda” diyen sesi duyar duymaz o dakika ışınlanıveriyorsunuz
‘90’lara. Belki gün aşırı yeni çıkan kasetler nelermiş görmek için vitrininin
önünde şöyle bir durduğunuz kasetçinin sokağa ses veren hoparlöründen
yankılanıyor Bendeniz’in sesi, belki de Cuma gecelerinin en büyük eğlencesi Bir
Başka Gece’yi izlemek için karşısına geçtiğiniz tüplü televizyondan.
Hayır, geçmişe özlem değil şarkıyı sevme sebebim. Bazı eski
şarkıları eski olduklarını bildiğiniz için seversiniz ya hani. 90’lardan “Hadi
Yine İyisin” böyledir mesela, “Abone” böyledir. Bugün öyle bir şarkı yapılsa
duymaya bile tahammül edemeyebilirsiniz, yalan değil. Ama Bendeniz şarkılarının
çok büyük bir bölümü bu kategoriye girmez. Kolay yapılabilir bir tahminle “O
İnsan” da girmeyecek, zamansız şarkılar kitabına yazılacaktır.
Teklinin açılışında yer alan “Suat Aydoğan Versiyonu”
özellikle etkileyici “intro”suyla dinleyeni hemen yakalıyor. Ben en çok “Aykut
Gürel Akustik Versiyon”u sevdim, o ayrı. Bir evin salonunda oturulmuş,
demlenene demlene çalınıp söylenmiş gibi çünkü; o samimiyette. Ama illa ki
günün hızına uygun olsun derseniz, Tarık İster imzalı “Remix Versiyon”a da
kulak verebilirsiniz.
Bendeniz’in bir “best of” projesi ile bu teklinin arkasını
getireceğini okudum basın bülteninde. Umarım ki o “best of”un çıkış noktası, “O
İnsan”ın “Aykut Gürel Akustik Versiyon”u olur. Umarım ve dilerim.
Ayşegül Özer İnanç (ya da tekli kapağında lanse edildiği
şekliyle sadece Ayşegül) hem konservatuar eğitimli hem de sahne konusunda
deneyimli bir şarkıcı. 2007’den bu yana sahne performanslarına devam ederken,
2008 yılında Akademi Türkiye yarışmasının ikinci sezonunda da yarışmacı olarak
yer almış. Sesini verdiği ilk kayıt ise 2013’de piyasaya sürülen “Metronomix”
adlı karma albümde yer alan “Sonumuz Belli” adlı şarkı olmuş. Sonra 2015’de
Taylan Ülger’in “Açık Ara Önde” adlı şarkısına eşlik etmiş. Ayşegül’ün ilk
teklisi “Son Yolcu”, geçtiğimiz günlerde Yücelen Müzik etiketiyle yayımlandı.
Bu “Son Yolcu” o bizim bildiğimiz “Son Yolcu” değil. Sözleri
Ecem Tursun’a, bestesi ve düzenlemesi Emre Yücelen’e ait yeni bir şarkı. Ben
olsam klasikleşmiş bir şarkı adını yeni bir şarkıda kullanmazdım, onu da
söylemeden geçemeyeceğim. (Elbette yüz bin tane, misal “Aşk” adında şarkı
yazılabilir ama bir tane daha “Uykusuz Her Gece” diye şarkı olur mu? “Son
Yolcu” da olmamalıydı bence.)
Şarkıya gelirsek…
İyi bir beste iyi bir sesle birleşince ortaya çıkan sonuç da
çok parlak olmuş. Sadece akustik gitar, piyano ve yaylıların kullanıldığı
düzenleme ve Ayşegül’ün tertemiz şarkı söyleme stili her gün onlarcası sürülen
yeni şarkı arasından ilk dinleyişte ayırt edilmesini sağlıyor. Uzun süredir bu
kadar açık nefesle, rahat ve ferah şarkı söyleyen, buna mukabil diksiyonu ve
vurguları bu kadar düzgün bir yeni şarkıcı dinlemedim desem yeridir.
Tek bir husus var ki (daha önce defalarca yazmama karşın
yineleyeceğim bir kez daha) o da, Ayşegül’ün tek isimle piyasaya çıkması.
Mesela ben hakkında bilgi edinmek için Ayşegül’ün Facebook sayfasını aradığımda
bulamadım. Neyse ki indirdiğim MP3’te soyadı da “tag”lenmişti de oradan yola
çıkarak Ayşegül Özer İnanç’ın sayfasına ulaşabildim. Bu internet çağında tek
isim kullanmak büyük yanlış. Bir kez daha vurgulamış olayım.
O, çok genç yaşında ciddi bir müzikal birikim yapmıştı zaten
ama bizim onu tanımamız 2014 yılında yayımlanan “Dünyanın Öteki Ucuna” adlı
teklisi sayesinde oldu. Türk müzik piyasası yıllar sonra nihayet yeniden
20’lerinin başında hatta altında gençlere ilgi göstermeye başlamıştı o sıralar.
Bengisu da onlardan biri olabilirdi. Genç işi bir şarkı ve kilolu halini dert
etmeden dans edip şarkısını söyleyen gencecik bir kız vardı karşımızda.
Sonra Bengisu bir süre ortalardan kayboldu. 2016 yılı
içerisinde Umut Durmuş ile düet yaptığı Yüksek Sadakat şarkısı “İçimde Yağmur”
pek fazla dolaşıma girmedi. Bengisu’yu o şarkının klibinde görenler de
tanıyamadı muhtemelen zaten. Zira kilo vermiş ve o ilk tanıdığımız halinden çok
başka bir hale gelmişti.
Cilalı imaj devrinde göz önünde olmak üzerine kurulu bir iş
yapmanın her nedense ödenmesi gereken bedelleri oluyor. Bengisu’nun kilo vermek
için mide ameliyatı olduğunu ve ameliyat sonrası ciddi sağlık problemleri
yaşayarak ölümden döndüğünü de basın bülteninden öğrendim. “Keşke onu ilk
tanıdığımız gibi kalsaydı,” dedim içimden ama insanın o genç yaşlarda “Ben
buyum. Beni böyle beğenin” demesi de hiç kolay değil tabii. Hele bu ülkede…
Bengisu’nun yeni teklisi “İsyan Ediyorum” geçtiğimiz
günlerde GNL etiketiyle yayımlandı. Tıpkı önceki şarkısı gibi bu şarkısının
bestesi de Erkin Arslan’a ait. Şarkının sözlerinde ise Erkin Arslan’ın yanı
sıra Bengisu ve Özlem Küçükyılmaz’ın imzaları var. Erkin Arslan aynı zamanda
şarkının düzenlemesini de yapmış.
Bir aranjör, şarkıcının stüdyo performansından yana endişe
duymadığı zaman kalabalık ve gürültülü düzenlemelere, bir takım teknik ve
taktik operasyonlara ihtiyaç duymadan şarkının tadını çıkarabiliyor. “İsyan
Ediyorum” tam da böyle olmuş. Zaten melodi yoğun ve performans bazlı şarkı,
sade ve sakin düzenlemesi ile kulağı doldururken, Bengisu da ne kadar iyi şarkı
söyleyebildiğini rahat rahat gösterme şansını yakalamış (ufak tefek prozodi
hatalarını görmezden gelir isek.) İlk yarısı boyunca sadece gitar eşliğinde
solistle yürüyen şarkı ikinci yarıda diğer enstrümanların ve ritmin girmesiyle giderek
yükseliyor. Bu gayet Batılı bestenin ince bir alaturka ile soslanmış olması da
cabası.
Doğrusu sesini bir
albüm dolusu şarkıda dinlemek isteyebileceğim bir şarkıcı Bengisu. Temennim
odur ki bu şarkının arkasını getirmekte ağır davranmaz.
Yıllardır aktif olarak müziğin içinde olan, işinin ehli, tecrübeli
ve dahi birlikte başka işlere de imza atmış bir grup müzisyen bir grup kurarsa
ne olur? Daniska olur.
Grup, resmi Facebook sayfasında şöyle tanımlamış kendini: “Ezber
bozmayan müzik grubu Daniska Hüseyin Çebişci, Efe Demiryoğuran, Evren Arkman, Deniz
Bayrak ve Gökhan Tümkaya'dan oluşmaktadır. Toplam 426 kilo ve 202 yaşında olan
grup daha önce sayılı başarıya imza atmıştır. Rakamla 1, yazıyla bir...”
Bu espri anlayışı, bu kendiyle dalga geçme ve kasıntısızlık
hâli grubun Twitter hesabında da kendini gösteriyor. Alt metin şunu söylüyor ki
Daniska keyfekeder, mutlu mesut müzik yapmak için kurulmuş bir gruptur. Ve bu
duruşuyla bütün bu müzikal kaos, kıyasıya mücadele ve rekabet ortamında
akıntıya karşı kürek çeken müzisyenlerin bir antitezi olabilir. İşin komiğini
çıkarmaları elbette komik olmak için değil, orası belli.
Daniska’nın ilk teklisi “Hep Böyle Olur”, geçtiğimiz
günlerde Pasaj Müzik etiketiyle yayımlandı. Şarkının söz ve müziği Gökhan
Tümkaya imzası taşıyor.
Aslında şarkı Ocak ayında Garaj Stüdyo’nun YouTube kanalında
yayınlanmış önce. Ondan bir süre sonra yine aynı kanalda yayınlanan bir sonraki
şarkıları “Hüzün Makamı” ise sanırım daha sonra tekli olarak yayınlanacak.
Şarkıların öncelikle YouTube kanallarından / hesaplarından servis edilmesi
yakın dönemde daha sık karşılaşacağımız uygulamalardan biri olacak galiba.
YouTube videolarının televizyon ve radyolardan daha fazla reyting getirmeye
başladığı bir sır değil çünkü.
Başta da yazdığım gibi, işinin ehli müzisyenlerin kaygısız
kedersiz yazıp çizip, çalıp söylediği bir şarkı “Hep Böyle Olur”. Akustik
müziğin tadı da cabası. Sevmemek için bir sebep yok, sevmek için çok sebep var.
YAVUZ HAKAN TOK, HAYAT MÜZİK, MART 2017, İSTANBUL
0 yorum Yeni Yorum Yap