YÜZEYE…
DAHA YÜZEYE…
MURAT
DALKILIÇ – “DAHA DERİNE”
‘90’lar kuşağından çıkan erkek pop-starlarımız malum. Onları
sevdik, bağrımıza bastık, kimini eskitip rafa kaldırdık, kimini hâlâ pek
beğeniyoruz. Ama 2000’ler kuşağından çıkanlar için bu kadar net konuşmak mümkün
değil. Bir Tarkan, bir Kenan Doğulu çapında erkek pop-starımız çıktı mı o
kuşaktan? Murat Boz mu? Ya da Dalkılıç?.. Özgün mü ya da Yalın?.. Değil sanki.
Ne kadar kondurduysak olmadı. Hep bir şeyler eksik kaldı. Buna karşın evet, en
güçlü aday Boz’du şüphesiz. Dalkılıç da hiç fena gitmedi, ona da kabul. Ama hâlâ
zirvenin bir alt basamağında duruyorlar gibi; ya da en azından ben öyle
düşünüyorum.
Murat Dalkılıç’ın yeni albümü “Daha Derine”, geçtiğimiz
günlerde DMC etiketiyle yayımlandı. Çalışkan bir müzisyen Murat Dalkılıç. Onu
diğerlerinden ayıracak, kendine has bir ses rengi olmamasına karşın bir şekilde
kalabalığın arasından sıyrılmayı bildi. En çok da kendi müzikal çizgisi
dâhilinde isabetli şarkılar bularak sağladı bunu. Kendisi de şarkılar yazdı,
sadece bir şarkıcı gibi değil, bir müzisyen gibi çabaladı albüm süreçlerinde. Ayrıca
pop yıldızı olmak için en çok lazım olan şeyler; sempatiklik, çocuksuluk ve
sıcaklık da averaj kazandırdı tabii ona.
Peki bu yeni albüm, Dalkılıç kariyerinin neresinde duracak?
İşte bu soruya iyimser bir yanıt vermek kolay değil. Zira “Daha Derine”, adının
aksine Murat Dalkılıç’ın müzikal çizgisini olduğundan daha derine götürmeyecek,
aksine yüzeyde bırakacak bir albüm gibi görünüyor.
Çünkü süresi günümüz standartlarına göre uzun sayılabilecek
bu albüm, birkaç şarkı haricinde dinleyeni hemen hiç heyecanlandırmıyor. Nitekim
albüm çıkmadan önce servis edilen “Bu Nasıl Aşk?” da bunun sinyallerini
vermişti aslında. Bir süredir popülerliği hayli yüksek olan Oğuzhan Koç’un bir
bestesi olması dışında hiçbir enteresanlığı olmayan bu şarkının neden çıkış
şarkısı olarak seçildiğini anlamak mümkün değildi.
Bana kalırsa albümde ilk dinleyişte dikkat çeken üç şarkı
var: albümün açılışında yer alan “Derine”, hemen ardından gelen “Yani” ve yavaş
tempolu bir şarkı olan “Kördüğüm”. Bunlar standart Türkçe pop kriterlerinin
dışına çıkabilen, daha farklı şarkılar. Gerçi “Derine” bir Mısır şarkısından
adapte edilmiş ama Arap pop müziğinin dünyaya da servis edilebilen işler
çıkardığı ve dünya üzerinde Türk pop müziğinden daha fazla dinlenildiği bir
gerçek.
“Derine”nin Türkçe sözlerini Gülşen yazmış ki zaten her
kelimesiyle buram buram Gülşen kokan, tutkulu ve hatta bir parça da seksi
sözleri var şarkının. Düzenlemeyi ise Ozan Çolakoğlu yapmış ve denilebilir ki
2012 yılında yapılmış orijinal versiyonundan daha iyi olmuş şarkı bu haliyle. Yalnız
bu şarkıya neden bir aksiyon klibi çekildiğini ben anlayamadım. Bazen iddialı
olma gayesinin dozu kaçıp iş endazesinden çıkabiliyor. Bence burada aynen böyle
olmuş.
Sözleri Murat Dalkılıç ve Caner Yemez, bestesi ise Dalkılıç
ve Yemez’in yanı sıra Ozan Çolakoğlu’nun da imzasını taşıyan “Yani”, üç kişinin
ismi geçmesine rağmen bir kişinin tek başına yazdığı bir şarkıyı fena halde
anımsatıyor. Emir’in söz ve müziği Tarkan’a ait olan “Ben Sen Olamam”
şarkısından bahsediyorum. O şarkının da düzenlemesini Ozan Çolakoğlu yapmıştı.
Sanırım Çolakoğlu bu şarkıyı düzenlerken biraz eski defterleri karıştırmış.
Bu benzerliği bir kenara bırakırsak, “Yani” kolay popüler
olabilecek ve albümün itici gücü olabilecek şarkılardan biri.
Sözleri İsra Gülümser’e, bestesi ve düzenlemesi İskender
Paydaş’a ait olan “Kördüğüm” ise kalbe hemen dokunan ve uzun vadede kalıcı
olabilecek bir şarkı olarak albümün bir başka lokomotifi gibi görünüyor.
“Leyla” albümdeki bir başka adaptasyon şarkı. Orijinali bir
Bulgar şarkısı iken Türkçe sözleri Murat Dalkılıç yazmış, düzenlemesini ise
Ozan Çolakoğlu yapmış. Bu şarkıda Dalkılıç’a Boygar da eşlik ediyor. Bir
süredir İstanbul eğlence hayatının bilinen isimlerinden biri olan ve enteresan
ses rengi ve şarkı söyleme biçiminden övgüyle bahsedilen Boygar, bildiğim
kadarıyla henüz bir albüm yapmadı ama bu şarkıdaki eşliği ile ismini ilk kez
duyanların dikkatini çekeceği kesin.
“Leylâ”da Dalkılıç farklı tabirler ve kelimeler kullanmak
için biraz kasmış ve ortaya bir parça Tarkan’ın deyimler sözlüğü misali şarkı
sözlerinden biri çıkmış ama neyse ki sözler şarkının melodik yapısı ve ritmi
ile örtüşüyor ve bütün olarak “Leylâ” kulağa hiç de fena gelmiyor.
Sözleri Gülşen ve Murat Dalkılıç’a, bestesi Dalkılıç’a ait
olan ve düzenlemesini yine Ozan Çolakoğlu’nun yaptığı “İki Yol” tepeden tırnağa
tipik ve de sıradan bir Türkçe pop şarkısı. Bir Murat Dalkılıç ve Caner Yemez
ortak şarkısı olan, düzenlemesi ise Ahmet Emir Batkan tarafından yapılan
“Haydut” iddialı başlıyor ama sonra “a benim…”li, “halim-zalim”li, “bahtı
karam”lı sözleri ve oryantalden “eller havaya”ya geçen ritmiyle klişelere
teslim oluyor.
Sözleri Şenol Ergin, bestesi Murat Dalkılıç’a ait,
düzenlemesi ise Ahmet Emir Balkan tarafından yapılmış “Aşka Doydum”, albümdeki
iyi şarkılardan biri. Ardından gelen “SMS”’in ve söz ve müziği Alper Narman ve
Onur Özdemir imzası taşıyor. “Hit” şarkı çıkarma konusunda hep on ikiden vuran
ikilinin bu şarkısı ne yazık ki bekleneni vermiyor bu defa. Önceki Dalkılıç
albümünün “hit” şarkılarından “Neyleyim İstanbu’u”nun da bestecisi Oytun
Karanacak’ın söz ve müziğini yazdığı “Saltanat” da bir “hit” adayı gibi
durmuyor. Söz ve müziği Murat Dalkılıç’a, düzenlemesi Ahmet Emir Balkan’a ait
“Zalim Efendi” de öyle.
Söz ve müzik ve düzenlemesi Harun Tekin’e ait, “Kimim Ben”,
albümün sürpriz şarkılarından biri sayılabilir. Zira “rock”çıların popçulara
bırakın şarkı vermeyi, pop denen türü her daim küçümsediği bir sır değil. Kim
ne kadar pop, kim ne kadar “rock” yapıyor, o da ayrı mevzu tabii ama Harun
Tekin gibi Türkçe “rock” müziğin “beyaz” çocuklarından birinin ana akım popun
tam orta yerinde duran Dalkılıç’a şarkı vermesi neresinden baksanız şaşırtıcı.
Ha bu arada şarkı her bakımdan Harun Tekin kokuyor, hatta Dalkılıç’ın söyleyişi
bile ki o da ayrı konu.
Albüm Murat Dalkılıç’ın söz ve müziğini yazdığı, Alper
Erinç’in düzenlemesini yaptığı “Uğur”la bitiyor. Şiirli mirli, romantik mi
romantik bir doğum günü şarkısı bu. Şarkıyı pekala Kenan Doğulu’nun ya da
Yalın’ın sesinden de hayal edip dinleyebilirsiniz. Tam o çizgide çünkü. Ne bir
eksik ne bir fazla. Tarkanvari yatak odası sesli şiir de “bonus”u.
Albümde iki de farklı versiyon var. “Bu Nasıl Aşk”ın
“Alaturka” ve “David Şaboy Versiyon” diye adlandırılmış düzenlemeleri, bu
sıradan şarkıyı dinlemeye ola ki doyamazsanız diye ardı ardına konulmuş.
GCİstanbul İletişim Ajansı imzalı kartonet tasarımı
alabildiğine sade ama “ben bir pop-starım” diye bağıran Tamer Yılmaz imzalı
fotoğraflar o sadeliği belirgin bir iddia ile dengeliyor.
Özetle; bir önceki albümün yarattığı etkiyi hesaba
kattığımda, Murat Dalkılıç’tan beklediğim albüm bu değildi benim. Bu albüm
elbette bir sonrakine kadar geçecek süreyi doldurur, birkaç da klip desteğiyle
Dalkılıç’ı gündemde tutar tutmasına ama onu bir adım ileriye götürür mü? Bence
götürmez.
YAVUZ HAKAN TOK, HAYAT MÜZİK, EKİM 2014, İSTANBUL
Bu yorumlarınız sayesinde muzikten hiç anlamadığınızı gördük bence siz artık bi albüm hakkında iyi yada koti bi eleştiri yapmayı bırakın hiç yapamıyosunuz. Albüm tutmadığı için herkesin dilinde dimi tabi. Bide sanki tek iyi sarkici tarkanmis gibi tarkanla kiyasliyosunuz tarkanin o 90 lardaki populerligi kalmadi ne yazikki sadece adi tarkan sadece adi mega star onda artik mega starliga dair hic bisey kalmadi bugun bi tarkan Murat Dalkılıçın tırnagı olmaz
YanıtlaSilçok doğru bir eleştiri. kötü bir albüm değil ama murat dalkılıçı bir sonraki level'a da taşımaz. ortalama. bir de puan verelim bence. 5 üzerinden 3 derim.
YanıtlaSilAyşenur Karabük sanırım Murat Dalkılıç hayranı bir ergen kızımız.söylediklerine saygı duyarım ama şunları da yazmak gereği duydum.
YanıtlaSilTarkan - Murat Dalkılıç arasında tabii ki de mukayese yapılamaz. çünkü Tarkan bambaşka bir yerde. Tarkan'ı TARKAN yapan şey, zamanında bütün önyargıları kırarak söylediği şarkılar, sesinin rengi ve kapasitesi (ses aralığı), klipleri (şu anda Salına Salına Sinsice'ye benzer bir klip yapsınlar bakalım bir yerleri yiyorsa), hit şarkılarının yanında gizli kalmış muhteşem eserleri (Beni Anlama,Biz Nereye,Gecenin Ürkek Kanatlarında,Seviş Benimle vs.) olması ve o kadar popülaritesine rağmen iktidara yaltaklanmamasıdır. doğa sevgisi ve aktivist olması (çakma değil), magazine bulaşmaması, gaflar yapmaması, bir istikrar göstergesi olarak albümlerinde sadece Ozan Çolakoğlu ile çalışması. doğal karizması,dansları vs.
Ayrıca 1992'deki Yine Sensiz albümünden bu yana şarkılarını hâlâ hiç sıkılmadan dinlememiz. 31 yaşında biri olarak 'Ölürüm Sana' nın sert elektro gitar intro.sunu duyunca tekrar tekrar nasıl heyecanlanıyorsam bunun bir anlamı olmalı. 90 lı yıllarda kasetinin ne zaman çıkacağını bekler dururduk. şimdi hangi genç hangi şarkıcı için böyle bir şeyi bekliyor. çıkarsa indiririz diyorlar. işte bundan dolayı '90 lar candır.
Murat Dalkılıç ise eğer kendisine dikkat etmezse diğer popçuların arasında unutulur gider. Bu arada Tarkan'ın popülerliği kalmadı dersen taş olursun :-) Murat Dalkılıç Harbiye'de üst üste kaç konser verebiliyor bakalım.